Birey, kendi gereksinimleri ile dış çevre koşulları arasında ilişki kurabilmeyi duyuları vasıtasıyla sağlar. Bu duyular; işitme, görme, koklama, dokunma ve tatmadır. Bunlar arasında işitme, bireyin çevresi ile ilişki kurmasında yararlandığı duyuların başında gelmektedir. İletişimin iki temel öğesi, konuşma ve işitme olarak kabul edilmektedir. Konuşma, işitme yolu ile kazanılan bir özelliktir. İşitme ve anlama, bireyin diğer insanlarla ilişki kurma yoludur. Doğal olarak bu da dil aracılığıyla gerçekleşmektedir. Bu özellik bireyin sosyalleşmesini destekleyerek, düşünmesini, konuşmasını, kendini ve düşüncelerini ortaya koymasını sağlar.Kısaca bireyin varolduğu toplumda uyum sağlamasına etki eder. Biz bu yazımızda sosyal uyum sürecinde işitme engellilerin yaşadığı zorluklar da Dostex’in kolaylaştırıcılığından bahsedeceğiz. Sosyal uyum, geniş anlamda bireyin doğumuyla başlayan bir evreyi, dar anlamda ise günlük davranış uyumunu kapsayan, aynı zamanda toplumsal beklentilere uygunluk gösteren, kazanılmış davranış yeteneği olarak ifade edilebilmektedir. Başka bir ifadeyle, sosyal uyum bireyde sosyal uyarıcılara, özellikle grup yaşamının baskı ve zorluklarına karşı duyarlılık geliştirmek, başkalarıyla geçinebilmek, onlar gibi davranabilmek, onaylanabilir davranış kalıpları geliştirebilmek olarak da tanımlanabilmektedir.İşitme engelli bireylerin, işitme kayıpları ve sözel iletişim becerilerindeki yetersizlikler nedeni ile sosyal becerileri geliştirme konusunda dezavantajlı bir grup oldukları kabul edilmektedir. Bu durum normal işiten bireylere göre daha fazla akademik, davranışsal ve duygusal problemlere yol açmaktadır. Yapılan araştırmalarda, işitme engellilerin normal işitenlere göre daha zayıf sosyal uyum, daha zayıf empati gelişimi ve yetersiz kendilik anlayışına sahip oldukları bulunmuştur. İşitmenin sınırlı ya da hiç olmadığı durumlarda ise görsellik kendi dünyalarının merkezini oluşturur. Görsel ya da işitsel bilgi olmadığı zaman her şey bireyin dışında, bir uyarı ya da açıklama olmadan gelişir. Bireylerin benlik algıları, çevrelerindeki bireylerle ilişkilerine bağlıdır. İşitme engelli bir birey hem aile bireyleri, hem akrabalar hem diğer çocuklarla sıkı bir iletişim içinde olursa, pozitif bir benlik algısı geliştirir.Erken çocukluk ve çocukluk döneminde iletişim kopukluğu yaşayan işitme engelli bireyler yalnızlığa terk edildiği takdirde tüm sosyal ortamlardan kendini çeker. Ne evde ne sosyal çevresinde uyumlu olamaz. Bu uyumsuzluk ise, davranış ve kişilik bozuklukları olarak sosyal uyum sürecine yansır.
Dostext, işitme engelli bireyin yaşadığı sosyal uyum sorununu toplumun hiç bir yerinde bireylerin dezavantajlı kabul edilmeyeceği bir noktaya taşımayı hedeflemektedir. Engellilerin çalışma hayatından dışlanmalarına sebep olan faktörleri; sosyal, kişisel, kamusal, kurumsal ve piyasa faktörleri olarak beş grupta toplayabiliriz. İyileştirme yapabilmek için bu faktörlerin tamamını devreye sokmak gerek. Dostext’le amaçlanan bireyin sosyal dışlanmasından sosyal uyuma doğru işlevselliğini geliştirmesidir. Dostext işitme engelli bireylerin toplumsal kabulu yönünde aracı olup bireyin sosyal uyumunu arttırmayı hedeflemiştir.