Toplumsal değişim dinamiklerinin hızını arttırdığı çağımızda, Dostext bir kültür taşıyıcısı olduğunun farkında. Çok yapılı diller arası çevirilerini yaparken de bunu aklında tutmak zorunda olduğunu biliyor. Kültürler arası diyalogların bir yakınlaştırıcısı olma hedefindeki Dostext uygulamasının, yapay zekaya da bunu belletme hedefi var. Kültürel kodları dışlamadan geliştirmekte olduğu yazılımla geleceğe giderken geçmişini de unutmuyor. Bu yazımızda, dile ait kültürel kodlardan işaret adına bir örnek verirken, Türkiye’deki sağır toplumun önemli figürleri arasında başı çeken Süleyman Gök’ü de anacağız. Aramızdan ayrılışının tarihi olan 26 Ekim 1976’ya kadarki çalışmalarının kalıcı değerini de bu örnek ile açıklama çalışacağız.
İşaretin Mirası
Kültürel bir aktarıcı unsur olarak dilin önemi aşikâr. Bir yapı ve kültürel kodları içermesi kadar kendiliğindenliğiyle tam bir dil olan işaret dilleri, dünya üzerindeki çeşitliliğini koruyor. Dilin görsel-uzamsal yapısı[1], aktaranı olan toplumun bir neticesi ve doğal olarak var. Sağır bireylerin ana dili olarak bölgelere göre farklılık gösteren işaret dilleri, sağır kültürünün de başat unsuru. Bu kültüre ait özellikler, sözlü-yazılı dilleri kullanan toplumlarınkinden farklılaşabiliyor. İşaret adı bunlardan biri; işiten toplumdakinden farklı olarak sağırların kullandığı adlandırma biçimi bu.
Sağır toplumla diyalog ve etkileşimde olan herkesin bir işaret adı alabileceğini biliyoruz. Yalnız burada kişinin varlığı kadar bu ismin sağırlarca verilmesi gerekmekte. İster işiten ister sağır olsun, toplumla etkileşim halinde elbette bir isim ediniliyor. Bahsinizin geçtiği yerde de bu isim kendini kanıtlayıp kalıcılık kazanıyor. Hayatını sağırların eğitimine ve dille birlikte toplumsal eşitliğine adayan Süleyman Gök’ün işareti içinse her anlamda bir kalıcılık söz konusu.

Türkiye’de Sağır Toplumun ‘Babası’: Süleyman Gök
Yazılı isme bağlı olabileceği gibi tekrar eden bir davranış biçiminden de doğabilecek bu isimlendirmenin yaygın verilme biçimi ise yüzler. Çoğunlukla yüzde öne çıkan bir özellik ile yapılan adlandırmalar ile bahisler açılıyor. Sağırlar ve tarih için unutulmaz bir isim olan Süleyman Gök’ün işareti için bir etimoloji kuramıyoruz fakat ileriyi gösteren bir tarafı mevcut. Kıdemli sunucu Nermin Merdanoğlu’nun açıklaması ise, elle tutulur bir örnek veriyor:
“Cumhurbaşkanımız Süleyman Demirel ise Demirel olarak değil de Süleyman olarak tanınır. Türkiye Sağır Dilsizler Millî Federasyonunun kurucusu Süleyman Gök olduğu için onun adından esinlenilerek anlatılır. Çok eskidir bu işaret. İşaret parmağı çenenin altına, başparmak yüzün yanına getirilir. Üç parmak ise yumruk yapılır. El bir ileri, bir geri oynatılır.”[2]
Tanığı olduğu toplumsal değişimler kadar bir alt kültürün aktivisti olarak Süleyman Gök, sağır toplumun tarihinde oldukça önemli bir yere sahip olduğunu, bu ad aktarmasıyla da kanıtlamış oluyor. Kendisi de sağır olan Gök, bir ilkler insanı. Atatürk Devrimlerinin iç ferahlattığı o döneme denk gelen 20’li yaşlarından başlayarak öne çıkan bir isim olmuş. Sağırların eğitimi ve fırsat eşitliği için çalışan öncülerin arasındaki yerini daha o yaşta alıyor. Sağırların ilk sivil toplum kuruluşu olan Sağırlar ve Dilsizler Cemiyetinin kurucusu. 6 yıl sonrası, Türkiye’deki ilk Sağır özel okulunu açıyor ve çalışmaktan hiç vazgeçmiyor. Onlarca broşürünün yanı sıra 4 adet de basılı kitap hazırlamış. Bisikletiyle Ankara’ya giderken pedalını eşitliğe çevirmişliği bile var![3]
Dostext Geleceğe Taşıyor
1906 doğumlu Süleyman Sırrı ismi, bir tarihe işaret eder. Bir sağır aktivist ve eğitimci olarak Türkiye’nin doğuşuna tanıklık etmiş bir isimdir. Kanunla birlikte, Gök soyadını alır. Aydınlık fikirleri ve eylemleriyle tam da kendine yakışanı bulmuş bir isimdir Süleyman Gök. Hayatını ve tüm enerjisini sağırların eğitimine, görünürlüğüne ve ilerlemesine adamıştır. 73 yaşında hayatını kaybeden Süleyman Sırrı Gök, Türkiye’deki sağırlara açtığı yolla unutulmaz bir işaret bırakmıştır. Dostext, bu işareti geleceğe taşıyacak olmanın gururunu taşıyor.
[1] A. Zeynep Oral, Türk İşaret Dili Çevirisi, Siyasal Kitabevi, 2016, Ankara, s.19
[2] Eyüboğlu, Ali, “Haberlerin Sessiz Spikeri”, Milliyet, İstanbul 24 Haziran 1995, s. 15’ten aktaran; Şükrü Halûk Akalın, Türk İşaret Dili Tarihinde Unutulmaz Bir İsim: Süleyman GÖK, Türk Dili, Temmuz 2021, Yıl:70, Sayı:835, s.1
[3] Detaylar ve keyifli bir çalışma için mutlaka okuyunuz; Şükrü Halûk Akalın, Türk İşaret Dili Tarihinde Unutulmaz Bir İsim: Süleyman GÖK, Türk Dili, Temmuz 2021, Yıl:70, Sayı:835